Sünen-i Tirmizi - 43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI - 7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

Sünen-i Tirmizi: 43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI: 7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

Tarih: 22 Mart 2024 Cuma
0 cevap verildi, 1 değerlendirme yapıldı, 3 görüntülendi.
5/5 - 1 kişi oy verdi.
Bu sayfa 22.03.2024 tarihinden itibaren 3 defa görüntülendi.

7- En'am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

3342- Ali (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Ebû Cehil, Peygamber ()'e: Biz seni yalanlamıyor, senin getirdiğin mesajı yalanlıyoruz, dedi de Allah'ta En'am sûresinin 33. ayetini indirdi; “Bu insanların söylediklerinin, seni gerçekten üzdüğünü pekala biliyoruz. Ama unutma ki, onların yalanladığı sen değilsin. Bu varoluş sebebi dışında yaşayanların inkâr ettiği, aslında Allah'ın mesajlarıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

3343- İshâk b. Mansur, Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Sûfyân'dan, Ebû İshâk'tan, Naciye'den: “Ebû Cehil, Peygamber ()'e dedi ki” diyerek geçen hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Fakat senedinde “Ali'den” dememiştir.

Bu rivâyet daha sağlamdır.

3344- Câbir (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, En'am sûresi 65. ayetinin ilk yarısı inince Rasûlüllah (): “Sana sığınırım” dedi. Sonra ikinci yarısı inince; “Bu iki husus öncekinden daha hafiftir.” buyurdu. “De ki: “Yalnız O'dur, sizi tepenizden ve ayaklarınızın altından azâbla kuşatma kudretine sahip olan; ve elbette sizi gurup gurup birbirinize düşürüp, birbirinizi kırdırıp geçirmeye de güç yetirendir. Bak iyice anlasınlar diye, mesajları nasıl her yönüyle açıklıyoruz.” (Buhârî, Tefsir-ül Kur'ân: 27)

Tirmizî: Hasen sahihtir.

3345- Sa'd b. ebî Vakkâs (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, En'am sûresi 65. ayeti nazil olduğu zaman; Rasûlüllah (); “Bu gerçekleşmiş olan hadise mutlaka olacaktır.” buyurdular. (Müsned: 1387)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

3346- Abdullah b. Mes'ûd (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: En'am 82. ayeti nazil olunca; “İman edip, imanlarını varlık sebebine aykırı davranarak karartmayanlar, işte onlardır, güven içinde olacak olan ve doğru yola ulaşmış olanlar.” Bu hüküm onlara ağır gelmişti ve Ey Allah'ın Rasûlü, dediler. Hangimiz kendine yazık etmemiştir? Rasûlüllah (): “Hayır sizin o anladığınız anlam değildir burada kastedilen zulüm, şirktir. Lokmanın oğluna söylediğini işitmediniz mi?” Lokman sûresi: 13. âyet: “Lokman oğluna öğüt vererek şöyle konuştu: “Ey benim sevgili oğlum! Allah'ın yanı sıra, başka güçlere ilahlık yakıştırma! Bil ki, böyle düzmece ortaklık yakıştırmalar gerçekten Allah'a karşı yapılan, çok büyük bir haksızlıktır.” (Buhârî, İman: 27; Müslim, İman: 17)

3347- Mesrûk (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe (راضي عنها)'nın yanında oturmuş durumdaydım. Bana künyemle hitab ederek Ey Ebû Âişe dedi ve şöyle devam etti: Üç şey vardır ki bunlardan birini söyleyen Allah'a en büyük iftirayı yapmış olur. Kim, Muhammed, Rabbini gördü derse Allah'a karşı en büyük iftirayı yapmış olur. Çünkü Allah En'am 103'de; “Hiçbir beşerî görüş ve tasavvur O'nu anlayamaz, halbuki O her türlü beşerî görüş ve tasavvuru çepeçevre kuşatır. Zira yalnız O'dur, hikmetine tam nüfûz edilemeyen ve herşeyden haberdar olan.” buyurur ve yine Şura süresi 51. ayetinde de: “Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiy vasıtasıyla, yahut perde arkasından konuşur, ya da bir elçi gönderip, kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, yücelerin yücesidir ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.” buyurur. Ben yaslanmış durumdaydım, oturuş vaziyetine geldim ve Ey Mü'minlerin anası benim konuşmama müsaade eder misin? İşi aceleye getirme dedim. Allah Necm sûresi 13. ayetinde; “Onu bir kere daha görmüştü.” Tekvir 23. ayetinde de “Hem onu berrak bir ufukta gördü” buyurmamış mıdır? Âişe, şöyle dedi: Vallahi bu konuyu Rasûlüllah ()'e ilk soran benim Rasûlüllah () şöyle buyurmuştu: “O görülen Cebraildir, o Cebraili kendi yaratıldığı şekilde iki defa gördüm. Onu gökten inerken ve yaratılışının büyüklüğü gök ile yer arasını kaplamış olarak görmüştüm.” Her kim; Muhammed'in, Allah tarafından indirilenlerden bir şeyler gizlediğini iddia ederse Allah'a karşı büyük bir iftira yapmış olur. Çünkü; Allah, Maide sûresi 67. ayette: “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni insanlara tamamen bildir. Sen onu tam yapmadığın sürece, Rabbinin mesajını hiç yaymamış olursun. Allah seni inanmayan insanların şerlerinden koruyacaktır. Allah kendisinden gelen gerçekleri örtbas eden insan guruplarını asla doğru yola iletmez.” buyuruyor. Her kimde peygamberin; yarın olacak hadiseleri bildiğini iddia ederse yine Allah'a büyük bir iftira yapmış olur. Çünkü Allah, Neml sûresi 65. ayetinde: “De ki: “Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse, görünmeyeni, Allah'ın gizli ilmini bilmez. ve onlar ne vakit diriltileceklerini de bilmezler.” Bu şekilde buyuruyor. (Buhârî, İman: 27; Müslim, İman: 17)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mesrûk b. Ecda Ebû Âişe diye künyelenir. Mesrûk b. Abdurrahman'dır. Aynı zamanda ismine Divan'da denilir.

3348- Abdullah b. Abbâs (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: İnsanlardan bir kısmı Peygamber ()'e gelerek: Ey Allah'ın Rasûlü! dediler. Bizler kendi boğazlayarak öldürdüğümüz hayvanların etinden yiyecek, fakat Allah'ın öldürdüğü hayvanı yemeyecek miyiz? Bunun üzerine Allah En'am sûresi 118 - 121. âyetleri indirdi: “Öyleyse, o sapıkların sözlerine bakmayın da üzerine Allah'ın ismi anılan şeylerden yiyin, eğer gerçekten, O'nun mesajına inanıyorsanız” “Bu sebeple üzerine Allah'ın adı anılmayan şeylerden yemeyin, zira bu gerçekten yoldan çıkmaktır. Çünkü şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için fısıldarlar.Eğer onlara uyarsanız biliniz ki, sizler de Allah'tan başka varlıklara, ilahlık yakıştıranlardan olursunuz.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 27)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadis başka bir şekilde de yine İbn Abbâs'tan rivâyet edilmiş olup, bazıları bu hadisi Atâ' b. Sâib'den Saîd b. Cübeyr'den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.

3349- Abdullah b. Mes'ûd (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: Her kim üzerinde Peygamber ()'in mührü bulunan sahifeye bakmaktan hoşlanırsa En'am sûresi 151 - 153. âyetlerini okusun: De ki: “Gelin Allah'ın gerçekten neyi yasakladığını size anlatayım: O'ndan başka şeylere asla ilâhlık yakıştırmayın; anne-babanıza iyilik yapın ve onlara karşı saygısızlıkta bulunmayın ve çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin; çünkü sizin de, onların da rızıklarını sağlayacak olan biziz. Açık veya gizli hiçbir utanç verici fiil işlemeyin ve adaleti yerine getirmek dışında, Allah'ın kutsal saydığı insan hayatına haksızca kıymayın. Allah size aklınızı kullanasınız diye bunları emreder.” “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun, diğer yollardan gitmeyin ki, sizi O'nun yolundan ayırıp saptırmış olurlar. Allah bütün bunları size emretti ki, yolunuzu Allah'ın kitabıyla bulmuş olasınız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

3350- Ebû Saîd (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Peygamber (), En'am sûresi 158. ayetinde geçen, “Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini…” hakkında şöyle dediği bize aktarılmıştır: “O âyet güneşin batıdan doğmasıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bazıları bu hadisi merfu olmaksızın rivâyet etmişlerdir.

3351- Ebû Hüreyre (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Peygamber (), şöyle buyurmuştur: “Üç şey çıkmadan önce kişi iman etmemiş ise o kişiye artık imanı fayda vermeyecektir.” (Enam sûresi 158. âyet) “Deccâl, Dabbet-ül arz ve güneşin batıdan doğması.” (Buhârî, Tefsir-ül Kur'ân: 27; Müslim, İman: 17)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hazım el Eşcaî, Küfelidir. İsmi Selman olup Azzetel Eşcaî'nin azâdlı kölesidir.

3352- Ebû Hüreyre (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Rasûlüllah () şöyle buyurdu: “Allah şöyle buyurur: O'nun sözü gerçektir. Kulum bir iyilik yapmayı gönlünden geçirirse ona bir sevap yazın, eğer o iyiliği yaparsa on kat olarak yazın. Eğer bir kötülük yapmayı içinden geçirirse onu yazmayın, şayet o kötülüğü işlerse ona bir günah yazın. Şayet ondan vazgeçerse veya onu yapmazsa ona bir sevap yazın.” Rasûlüllah () bunu söyledikten sonra En'am sûresi 160. ayetini okudu: “Kim Allah'ın huzuruna iyi bir iş ve davranışla çıkarsa, bu yaptığının on katını kazanacaktır. Ama kim de kötü bir iş ile Rabbinin huzuruna çıkarsa, onun aynısıyla cezalandırılacaktır. ve kimseye de haksızlık yapılmayacaktır.” (Buhârî, İman: 27; Müslim, İman: 17)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

« Önceki
6- Maide Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler
Sonraki »
8- Araf Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili sorular

7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili soru ya da tartışma başlatın.

Soru Sor

Bu bölümde 7- En’am Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili soru sorabilirsiniz. Soru sormak için oturum açın..

/500

43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI Hadis-i Şerifler

Whatspp'ta Paylaş

Sünen-i Tirmizi

Sünen-i Tirmizi ©2024

Hakkında

Sünen-i Tirmizi