Sünen-i Tirmizi - 43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI - 76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

Sünen-i Tirmizi: 43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI: 76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

Tarih: 22 Mart 2024 Cuma
0 cevap verildi, 2 değerlendirme yapıldı, 2 görüntülendi.
5,0/5 - 2 kişi oy verdi.
Bu sayfa 22.03.2024 tarihinden itibaren 2 defa görüntülendi.

76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

3661- Ebû Hüreyre (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Rasûlüllah (), Bürüç sûresi 2-3. âyetlerini tefsir ederken şöyle buyurdu: “Yevm-ül mev'ûd” kıyamet günüdür. Yevmi “Meşhûd” arefe günüdür. “Şâhid” Cuma günüdür, güneş Cuma gününden daha üstün bir gün üzerine ne doğmuştur ne batmıştır. Cuma gününde bir zaman parçası vardır ki, Mü'min kul bu saati denk getirir de Allah'a hayır duâda bulunursa mutlaka Allah onun duâsını kabul eder. ve herhangi bir şeyden de Allah'a sığınırsa Allah onu sığındığı şeyden korur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

3662- Ali b. Hucr, Kurân b. Temam el Esedî vasıtasıyla Mûsâ b. Ubeyde'den bu senedle hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.

Mûsâ b. Ubeyde er Rebzî, Ebû Abdulaziz diye künyelenir. Bu kimse hakkında Yahya ve başkaları hafızası yönünde söz etmişlerdir. Şu'be, Sevrî ve hadis imamlarından pek çok kimse kendisinden hadis rivâyet etmişlerdir.

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Sadece Mûsâ b. Ubeyde'nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Mûsâ b. Ubeyde hadis konusunda zayıf sayılan birisidir. Yahya b. Saîd ve başkaları zayıf kabul etmişlerdir.

3663- Suheyb (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (), bir gün ikindi namazını kıldıktan sonra dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmıştır. Bunun üzerine kendisine Ey Allah'ın Rasûlü! denildi. İkindi namazını kıldığında dudaklarını oynattın. Bunun üzerine Rasûlüllah (), şöyle buyurdu: “Peygamberlerden biri ümmetinin çokluğu itibarıyla şaşıp kaldı ve bunların işlerini kim ayarlıyacak dedi. Allah ta o peygamberine şöyle vahyetti: Onları ya ben cezalarını vereyim veya başkalarını onların başına Mûsâllat edeyim onlara bunu bildir dedi. Onlar da Allah tarafından cezalandırılmalarını seçtiler. Bunun üzerine Allah onlara ölümü gönderdi ve bir günde yetmiş bin kişi ölüp gitti.”

Rasûlüllah () bu hadisi aktardığı zaman başka bir hadis daha anlatır ve şöyle derdi: Krallardan bir kral vardı. Bu kralın görevli bir kahini vardı. Bu kahin krala bana anlayışlı zeki kavrayışlı yetişkin bir çocuk gönder de ilmimi ona öğreteyim, korkuyorum ki ben ölürüm ve aranızda bu ilmi bilen kimse kalmaz.

Bu özellikte bir çocuk bulup kahinin yanına gidip gelmesini ve ondan ilim öğrenmesini emrettiler. Çocuk kahine gelip gitmeye başladı. Çocuğun yolu üzerinde manastırda yaşayan bir rahib -Ma'mer diyor ki: O gün manastırda bulunanlar zannedersem Müslüman kimselerdi- vardı. Çocuk kahine gidip gelirken her sefer bu rahibe uğrar ve bazı şeyler sorardı. Çocuk Rahipten şu sözü öğreninceye kadar devam etti: Rahib: “Ben Allah'a kulluk yapıyorum” dedi. Bunun üzerine bu çocuk rahibin yanında fazla eyleşmeye ve kahinin yanına geç kalmaya başladı. Kahin çocuğun ailesine: “Hemen hemen yanıma uğramaz oldu” diye haber gönderdi. Bu durumu çocuk rahibe bildirdi. O da: Kahin neredeydin derse, ailemin yanındaydım dersin. Ailen neredeydin derse kahinin yanındaydım dersin. Delikanlı bu şekilde devam edip giderken yolda kalabalık bir guruba uğradı ki bir hayvan -kimileri o bir aslandı derler- onların yolunu kesmiş orada alıkoymuştu. Çocuk eline bir taş aldı ve atmazdan önce: “Ey Allah'ım Rahibin söyledikleri doğru ise atacağım bu taşla bu hayvanı öldürmemi istiyorum” dedi ve taşı atıp hayvanı öldürdü. Herkes “Onu kim öldürdü” dediler. “O delikanlı öldürdü” denildi. İnsanlar büyük bir heyecanla “Bu delikanlı hiç kimsenin bilmediği ilimleri bilmektedir” dediler.Bu haberi gözleri görmeyen biri duydu ve: “Gözlerimi bana görür hale getirirsen sana şu kadar bu kadar şeyler veririm” dedi. Genç: “Senden para mal istemiyorum gözüne kavuşursan gözünü sana veren zat'a iman etmeyi düşünür müsün?” dedi. A'ma “evet” dedi. Bunun üzerine genç Allah'a duâ etti, Allah'ta onun gözlerini açıverdi. A'ma; Allah'a iman etti. Bunların bu olayları krala ulaştı ve kral hepsini yanına getirtti. “Hepinizi değişik ölümlerle öldüreceğim” dedi. Rahip ve a'ma olan kimselerin başı üzerine testere koydurup birini keserek diğerini de değişik bir şekilde öldürdü. Çocuk içinde şu emri verdi: “Onu falan dağın tepesine çıkarıp oradan aşağı atınız.” Delikanlıyı o dağa götürdüler, oradan atmak istediklerinde kendileri o dağdan peş peşe düşüp helak oldular sadece delikanlı tek başına kaldı ve geri dönüp kralın yanına ulaştı. Bunun üzerine kral; bu delikanlının bir denize götürülüp oraya atılmasını emretti. Allah onları suya batırdı ve genci kurtardı. Genç kralın yanına geldi ve beni çarmıha gerip okunla halk önünde bu gencin Rabbi adına atıyorum demedikçe beni vurup öldüremezsin. Bunun üzerine kral emir verdi, delikanlı çarmıha gerildi. Sonra kral okunu alıp “Bu gencin Rabbinin ismiyle atıyorum” diyerek okla vurup öldürdü. Okla vurulunca genç elini şakağının üzerine koydu ve öldü. Bu arada insanlar, bu delikanlı kimsenin bilmediği bilgileri biliyordu. “Biz de onun Rabbine iman ediyoruz” dediler. Kralın çevresindekiler üç kişi senin Rab oluşuna karşı çıktı diye mi telaşlanmıştın şu anda tüm insanlar sana karşı çıkıp delikanlının Rabbine iman ettiler, denildi.

Sonra kral hendekler kazdırdı ve hendekleri odunlarla doldurup ateşler yaktırdı ve insanları toplayıp: Her kim dininden dönmezse bu ateşe atılacaktır diye ilan etti sonra insanları bu ateş çukurlarına atmaya başladı. Bunun üzerine Allah, Bürüç sûresi 4-8. âyetlerini indirdi: “4) Kahrolsun yerde hendekler kazıp müslümanları yakmak için ateş yakanlar. 5) Öylesine ateş ki, alev alev yanar. 6) Hani o zâlimler ateşin başında oturup, 7) mü'minlere yaptıkları azâb ve işkenceyi seyrederlerdi. 8) O mü'minlerden ancak güçlü ve övgüye layık olan Allah'a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.”

O delikanlıya gelince o toprağa gömülmüştü. Ömer b. Hattâb zamanında bu gencin mezarından eli şakağında olduğu vaziyette mezarından çıkarıldığı söylenmiştir. (İbn Mâce, Zühd: 27)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.

« Önceki
75- İnşikak Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler
Sonraki »
77- Gaşiye Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler

76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili sorular

76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili soru ya da tartışma başlatın.

Soru Sor

Bu bölümde 76- Bürûc Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler ile ilgili soru sorabilirsiniz. Soru sormak için oturum açın..

/500

43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI Hadis-i Şerifler

Whatspp'ta Paylaş

Sünen-i Tirmizi

Sünen-i Tirmizi ©2024

Hakkında

Sünen-i Tirmizi