24- Mü’minün Süresinden Tefsir Edilen Âyetler
Sünen-i Tirmizi: 43 - KUR’ÂN’IN TEFSİRİ KİTABI: 24- Mü’minün Süresinden Tefsir Edilen Âyetler
Tarih: 22 Mart 2024 Cuma0 cevap verildi, 2 değerlendirme yapıldı, 2 görüntülendi.
Bu sayfa 22.03.2024 tarihinden itibaren 2 defa görüntülendi.
24- Mü'minün Süresinden Tefsir Edilen Âyetler
3472- Abdurrahman b. Abdulkari (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb'tan işittim şöyle diyordu: Rasûlüllah (ﷺ), vahy geldiği zaman başının ucunda arı uğuldamasına benzeyen bir ses işitilirdi. Bir gün kendisine vahy gelmişti. Bir süre bekledik sonra vahiy durumu ondan kaldırıldı. Sonra Rasûlüllah (ﷺ), kıbleye karşı durdu ellerini kaldırdı ve şöyle buyurdu: Allah'ım biz Müslümanların sayısını artır eksiltme bizi şerefli kıl, alçaltma bizi, ver bize mahrum etme bize iyiliklerde bizi gözet bizim üzerimize başkalarını tercih etme. Bizi memnun et sen de bizden razı ol. Sonra Rasûlüllah (ﷺ) şöyle devam etti: Bana on âyet indirildi kim onların gereğini yaparsa mutlaka Cennete girecektir. Sonra Mü'minün sûresi 1-11. âyetlerini okudu: “1) Kesin olan şudur ki, inananlar mutlaka kurtuluşa ereceklerdir. 2) Onlar ki, namazlarını gönül alçaklığıyla ve duyarlılıkla kılarlar. 3) Onlar ki, boş ve anlamsız söz ve işlerden yüz çevirirler. 4) Arınmak için yapılması gereken Zekâtı, gerektiği şekilde yerine getirirler. 5) ve onlar ki, namus ve iffetlerini, haramdan ve şüpheli şeylerden korurlar. 6) Ancak eşleri ve sahip olduğu cariyeler hariç, bunlarla olan ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. 7) Ama bunun ötesine gitmek isteyen olursa, işte haddi aşanlar böyleleridir. 8) ve onlar ki, emanetlerini ve verdikleri sözü yerine getirirler. 9) Onlar ki, namazlarını vaktinde ve devamlı kılarak muhafaza ederler. 10) İşte varis olacak olanlar böyleleridir. 11) Firdevs Cennetine varis olacak ve orada temelli kalacaklardır.” (Müsned: 218)
3473- Muhammed b. Ebân, Abdurrezzak vasıtasıyla Yunus b. Süleym'den, Yunus b. Yezîd'den, Zührî'den aynı senedle mana olarak bu hadisin bir benzerini bize nakletmiştir.
Tirmizî: Bu hadis ilk hadisten daha sahihtir. İshâk b. Mensur'dan işittim şöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel ve Ali b. el Medîni, İshâk b. İbrahim vasıtasıyla Abdurrezzak'tan, Yunus b. Süleym'den, Yunus b. Yezîd'den ve Zührî'den bu hadisi nakletmişlerdir.
Tirmizî: Abdurrezzak'tan bu hadisi önceden işitenler onun senedinde Yunus b. Yezîd'i zikrederler. Bazıları ise Yunus b. Yezîd'i zikretmezler. Yunus b. Yezîd'i zikredenlerin rivâyeti daha sağlamdır. Abdurrezzak ise bu hadisin senedinde Yunus b. Yezîd'i bazen zikreder bazen zikretmezdi. Yunus, zikredilmeyen rivâyet mürseldir.
3474- Enes b. Mâlik (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Nadr'ın kızı Rübeyyi', Peygamber (ﷺ)'e geldi -oğlu Harîs b. Süraka, serseri bir okla Bedir savaşında şehîd düşmüştü- ve bana oğlum Harîs'den haber ver dedi. Eğer hayır içindeyse sabreder ve mükafatımı Allah'tan beklerim dedi. Şayet hayır içinde değilse var gücümle duâya sarılırım dedi. Bunun üzerine Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: Ey Harîse'nin annesi Cennet içinde Cennetler vardır. Senin oğlun ise Firdevs-i A'lâ Cennetine ulaşmıştır. Firdevs Cenneti diğer Cennetlerin yaylası, en uygun ve elverişli yeridir. (Buhârî, Cihâd: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3475- Peygamber (ﷺ)'in hanımı Âişe (راضي عنها)'dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Mü'minün sûresi 60. ayetini Rasûlüllah (ﷺ)'e sordum ve dedim ki: “Onlar şarap içen ve hırsızlık edenler midir?” Rasûlüllah (ﷺ): “Hayır Sıddîk'in kızı” buyurdu. Fakat onlar kendilerinden kabul edilmemesinden korktukları halde oruç tutan namaz kılan ve sadaka verenlerdir. İşte böyleleridir, hayırda yarışanlar diyerek Mü'minün sûresi 61. ayetini okudu. (İbn Mâce, Zühd: 17)
Tirmizî: Bu hadis Abdurrahman b. Saîd'den Ebû Hazim'den, Ebû Hüreyre'den benzeri şekilde rivâyet edilmiştir.
3476- Ebû Saîd el Hudrî (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, Peygamber (ﷺ), Mü'minün sûresi 104. ayeti hakkında şöyle buyurdu: “Ateş onların yüzlerinin derilerini yakıp kavuracakta üst dudağı başının yarısına varacak alt dudağı ise göbeğine inecek kadar sarkacaktır.” (Müsned: 11409)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.