Sünen-i Tirmizi - 45 - MENÂKIB KİTABI - 20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi

20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi - ٢٠ - باب مَنَاقِبِ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ رضى اللّه عنه

Sünen-i Tirmizi: 45 - MENÂKIB KİTABI: 20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi

Tarih: 22 Mart 2024 Cuma
0 cevap verildi, 1 değerlendirme yapıldı, 4 görüntülendi.
5/5 - 1 kişi oy verdi.
Bu sayfa 22.03.2024 tarihinden itibaren 4 defa görüntülendi.

٤٠٧٧ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ، حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ الضُّبَعِيُّ، عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ، عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، قَالَ بَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم جَيْشًا وَاسْتَعْمَلَ عَلَيْهِمْ عَلِيَّ بْنَ أَبِي طَالِبٍ فَمَضَى فِي السَّرِيَّةِ فَأَصَابَ جَارِيَةً فَأَنْكَرُوا عَلَيْهِ وَتَعَاقَدَ أَرْبَعَةٌ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالُوا إِذَا لَقِينَا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَخْبَرْنَاهُ بِمَا صَنَعَ عَلِيٌّ وَكَانَ الْمُسْلِمُونَ إِذَا رَجَعُوا مِنَ السَّفَرِ بَدَءُوا بِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَلَّمُوا عَلَيْهِ ثُمَّ انْصَرَفُوا إِلَى رِحَالِهِمْ فَلَمَّا قَدِمَتِ السَّرِيَّةُ سَلَّمُوا عَلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَامَ أَحَدُ الأَرْبَعَةِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَمْ تَرَ إِلَى عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ صَنَعَ كَذَا وَكَذَا ‏.‏ فَأَعْرَضَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ قَامَ الثَّانِي فَقَالَ مِثْلَ مَقَالَتِهِ فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ قَامَ إِلَيْهِ الثَّالِثُ فَقَالَ مِثْلَ مَقَالَتِهِ فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ قَامَ الرَّابِعُ فَقَالَ مِثْلَ مَا قَالُوا فَأَقْبَلَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَالْغَضَبُ يُعْرَفُ فِي وَجْهِهِ فَقَالَ ‏( مَا تُرِيدُونَ مِنْ عَلِيٍّ مَا تُرِيدُونَ مِنْ عَلِيٍّ مَا تُرِيدُونَ مِنْ عَلِيٍّ إِنَّ عَلِيًّا مِنِّي وَأَنَا مِنْهُ وَهُوَ وَلِيُّ كُلِّ مُؤْمِنٍ بَعْدِي )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ جَعْفَرِ بْنِ سُلَيْمَانَ ‏.‏

٤٠٧٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الطُّفَيْلِ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي سَرِيْحَةَ، أَوْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ شَكَّ شُعْبَةُ - عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( مَنْ كُنْتُ مَوْلاَهُ فَعَلِيٌّ مَوْلاَهُ )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ ‏.‏ وَقَدْ رَوَى شُعْبَةُ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ مَيْمُونٍ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ وَأَبُو سَرِيحَةَ هُوَ حُذَيْفَةُ بْنُ أَسِيدٍ الْغِفَارِيُّ صَاحِبُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

٤٠٧٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْخَطَّابِ، زِيَادُ بْنُ يَحْيَى الْبَصْرِيُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَتَّابٍ، سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا الْمُخْتَارُ بْنُ نَافِعٍ، حَدَّثَنَا أَبُو حَيَّانَ التَّيْمِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَلِيٍّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( رَحِمَ اللَّهُ أَبَا بَكْرٍ زَوَّجَنِي ابْنَتَهُ وَحَمَلَنِي إِلَى دَارِ الْهِجْرَةِ وَأَعْتَقَ بِلاَلاً مِنْ مَالِهِ رَحِمَ اللَّهُ عُمَرَ يَقُولُ الْحَقَّ وَإِنْ كَانَ مُرًّا تَرَكَهُ الْحَقُّ وَمَالَهُ صَدِيقٌ رَحِمَ اللَّهُ عُثْمَانَ تَسْتَحْيِيهِ الْمَلاَئِكَةُ رَحِمَ اللَّهُ عَلِيًّا اللَّهُمَّ أَدِرِ الْحَقَّ مَعَهُ حَيْثُ دَارَ )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ ‏.‏ وَالْمُخْتَارُ بْنُ نَافِعٍ شَيْخٌ بَصْرِيٌّ كَثِيرُ الْغَرَائِبِ وَأَبُو حَيَّانَ التَّيْمِيُّ اسْمُهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدِ بْنِ حَيَّانَ التَّيْمِيُّ كُوفِيٌّ وَهُوَ ثِقَةٌ ‏.‏

٤٠٨٠ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ شَرِيكٍ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ، بِالرَّحَبَةِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ الْحُدَيْبِيَةِ خَرَجَ إِلَيْنَا نَاسٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فِيهِمْ سُهَيْلُ بْنُ عَمْرٍو وَأُنَاسٌ مِنْ رُؤَسَاءِ الْمُشْرِكِينَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ خَرَجَ إِلَيْكَ نَاسٌ مِنْ أَبْنَائِنَا وَإِخْوَانِنَا وَأَرِقَّائِنَا وَلَيْسَ لَهُمْ فِقْهٌ فِي الدِّينِ وَإِنَّمَا خَرَجُوا فِرَارًا مِنْ أَمْوَالِنَا وَضِيَاعِنَا فَارْدُدْهُمْ إِلَيْنَا ‏.‏ ‏( فَإِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُمْ فِقْهٌ فِي الدِّينِ سَنُفَقِّهُهُمْ )‏ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( يَا مَعْشَرَ قُرَيْشٍ لَتَنْتَهُنَّ أَوْ لَيَبْعَثَنَّ اللَّهُ عَلَيْكُمْ مَنْ يَضْرِبُ رِقَابَكُمْ بِالسَّيْفِ عَلَى الدِّينِ قَدِ امْتَحَنَ اللَّهُ قَلْبَهُ عَلَى الإِيمَانِ )‏ قَالُوا مَنْ هُوَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ لَهُ أَبُو بَكْرٍ مَنْ هُوَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَقَالَ عُمَرُ مَنْ هُوَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ‏( هُوَ خَاصِفُ النَّعْلِ )‏ وَكَانَ أَعْطَى عَلِيًّا نَعْلَهُ يَخْصِفُهَا ثُمَّ الْتَفَتَ إِلَيْنَا عَلِيٌّ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( مَنْ كَذَبَ عَلَىَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ رِبْعِيٍّ عَنْ عَلِيٍّ ‏.‏ قَالَ وَسَمِعْتُ الْجَارُودَ يَقُولُ سَمِعْتُ وَكِيعًا يَقُولُ لَمْ يَكْذِبْ رِبْعِيُّ بْنُ حِرَاشٍ فِي الإِسْلاَمِ كِذْبَةً ‏.‏ وَأَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي الأَسْوَدِ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ مَهْدِيٍّ يَقُولُ مَنْصُورُ بْنُ الْمُعْتَمِرِ أَثْبَتُ أَهْلِ الْكُوفَةِ ‏.‏

 

 

4077- Imrân b. Husayn (رضي الله عنه)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah () bir askeri kuvvet göndermiş Ali b. ebî Tâlib'i de bunun başına komutan tayin etmişti. Ali bu müfreze ile yoluna devam etti. Sonra savaştan elde ettiği bir cariye ile cinsel ilişkide bulundu. Beraberinde bulunan askerler Ali'nin yaptığı bu hareketi doğru bulmadılar ve dört kişi kendi aralarında anlaşarak, eğer Rasûlüllah () ile karşılaşırsak Ali'nin bu yaptığını haber vereceğiz dediler.

Müslümanlar bir savaştan döndükleri zaman önce Peygamber ()'in yanına gelip selam verirler sonra evlerine dağılırlardı. Bu müfreze de geri dönünce Peygamber ()'e geldiler ve selam verdiler. O dört kişiden biri kalkıp: “Ey Allah'ın Rasûlü! Ali b. ebî Talîb'e bakmaz mısın? O şöyle şöyle yaptı.” Peygamber (), bu kimseden yüz çevirdi. Sonra ikinci kişi kalktı birinci kimsenin konuştuğu gibi konuştu. Rasûlüllah (), ondan da yüz çevirdi. Üçüncü kişi kalktı ve onların söylediklerini aynen söyledi. Rasûlüllah () ondan da yüz çevirdi. Nihayet dördüncü kişi kalkıp onların söylediklerini aynen söyledi. Sonra Rasûlüllah () yüzünde öfke belirtisi olduğu halde bu kişiye dönerek: “Ali'den Ne istiyorsunuz? Ali'den ne istiyorsunuz? Ali'den ne istiyorsunuz? Ali'den ne istiyorsunuz? Ali, bendendir. Ben de ondanım. Benden sonra her mü'minin velisi O'dur” buyurdu. (Müsned: 19081)

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Cafer b. Süleyman'ın rivâyetiyle bilmekteyiz.

4078- Ebû Serîha veya Zeyd b. Erkâm (رضي الله عنه)'den (tereddüt Şu'be'dendir) rivâyete göre, Peygamber () şöyle buyurmuştur: “Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir.” (Müsned: 906)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Şu'be bu hadisi Meymûn'dan Ebû Abdullah'tan, Zeyd b. Erkâm'dan, rivâyet etmiştir. Ebû Süreyha, Huzeyfe b. Esîd el Gıfârî olup Rasûlüllah ()'in ashabındandır.

4079- Ali (رضي الله عنه)'den rivâyet edilmiştir, dedi ki: Rasûlüllah () şöyle buyurdu: “Allah, Ebû Bekire merhamet etsin kızını benimle evlendirdi. Beni hicret ettiğim Medîne'ye taşıdı. Kendi malından Bilâl'i hürriyetine kavuşturdu. Allah, Ömer'e de merhamet etsin acı da olsa hakkı söyler hakkı söylemesi sebebiyle arkadaşsız kalmıştır. Allah Osman'a da merhamet etsin. Melekler bile ondan haya ederler. Allah Ali'ye de merhamet etsin. Allah'ım, Ali nereye dönerse hakkı onunla beraber eyle.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhtar b. Nafi', Basralı bir ihtiyar olup garib rivâyetleri çoktur. Ebû Hayan et Teymî'nin ismi Yahya b. Saîd b. Hayan et Teymî'dir. Kufeli olup güvenilen bir kimsedir.

4080- Rıb'î b. Hıraş (رضي الله عنه)'tan rivâyete göre, Ali b. ebî Tâlib, Kûfedeki geniş bir meydanlık olan Rahbe'de bize anlattı ve şöyle dedi: Hudeybiye günü müşriklerden bazı kimseler yanımıza çıkıp gelmişlerdi. Aralarında Sühehl b. Amr ve Müşriklerin ileri gelenlerinden birkaç kişi vardı. Rasûlüllah ()'e şöyle dediler: Ey Allah'ın Rasûlü! oğullarımız, kardeşlerimiz ve kölelerimizden bazı anlayışsız kimseler sana kaçıp gelmişlerdir. Onların din konusunda bilgileri yoktur. Mallarımız ve topraklarımızda çalışan işçiler olup işten kaçıp gelmişlerdir. Onları bize geri teslim et, onlar din konusunda bilgili değillerse biz onlara bilgi verir bilgilendiririz. Bu teklifleri karşısında Peygamber (): “Ey Kureyş topluluğu, mutlaka kötü hallerinizden vazgeçmeli İslam'a geri dönmelisiniz. Aksi halde Allah din uğrunda boyunlarınızı vuracak bir kişi gönderecektir. O din konusunda bilgileri yoktur dediğiniz kimselerin kalblerini Allah iman üzere imtihan etmiştir” buyurdu. Ashab: “Ey Allah'ın Rasûlü! o kimse kimdir?” diye sordular. Ebû Bekir: “Ey Allah'ın Rasûlü o kimse kimdir?” diye sordu. Ömer: “O kimse kimdir?” diye sordu. Rasûlüllah (): “O ayakkabı tamircisidir” buyurdu. Rasûlüllah (), ayakkabısını tamir için Ali'ye vermişti. Sonra Ali bize döndü ve şöyle dedi: Rasûlüllah () şöyle buyurdu: “Her kim bilerek benim adıma yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın.” (Buhârî, İlim: 27; Müslim,i Mukaddime: 17)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Rib'î'nin, Ali'den rivâyeti olarak bilmekteyiz. Carûd'tan işittim şöyle diyordu: Vekî'den işittim şöyle diyordu: Rıb'î b. Hıraş, İslam'da hiçbir konuda yalan söylememiştir. Muhammed b. İsmail'in bana haber verdiğine göre Abdullah b. eb'îl Esved şöyle demiştir: Abdurrahman b. Mehdî'den işittim şöyle demişti: Mansur b. Mu'temir, Kûfeliler yanında sağlam bir kimsedir.

« Önceki
19- Osman (رضي الله عنه)’ın Hayat Hikâyesi
Sonraki »
21- Ali (رضي الله عنه)’ın Özellikleri Nelerdir?

20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi ile ilgili sorular

20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi ile ilgili soru ya da tartışma başlatın.

Soru Sor

Bu bölümde 20- Ali (رضي الله عنه)'in Hayat Hikâyesi ile ilgili soru sorabilirsiniz. Soru sormak için oturum açın..

/500

45 - MENÂKIB KİTABI Hadis-i Şerifler

Whatspp'ta Paylaş

Sünen-i Tirmizi

Sünen-i Tirmizi ©2024

Hakkında

Sünen-i Tirmizi